28 Aralık 2012 Cuma

ÖTEKİ TARAF

"Hükümet tarafından görevlendirilmiş dahi bir fizikçi, alternatif evrenleri görebilmeyi sağlayan bir cihaz tasarlamıştır. Fakat makine ilk sunumunda arıza yapar ve deneyi izleyen gözlemcileri başka bir boyuta götürür. Grup, insan yiyen canavarların hüküm sürdüğü bu dünyada hayatta kalmaya çalışırken bir yandan da makinayı tamir etmeyi dener. Hayatta kalmayı başarsalar bile eğer makineyi çalıştıramazlarsa asla geri dönemeyeceklerdir."

Kısaca filmin konusu yukarıda ki gibi. Açıkçası yorumlarını okuyup öyle izlemeye koyuldum. Efektler konusunda yorumun biri dikkatimi çekti. Sanal ve sosyal tabi bunların bir bütünü daha doğrusu bağlantısı olan bilgisayar ve annesi teknolojiyle bayağı ilgimi çektiğinden efektler yorumuna dikkat ettim.

Film bir hışımla başladı. Sağ tarafta görülen doktorumuz ki dünyanın sayılı zeki insanlarındanmış bir icat yapmış sevgili babasının başlatıp kendisinin devam ettirdiği. Ne olduysa oldu hop bu icat sayesinde evren daha doğrusu boyut değiştirdiler. Ama komple bulundukları odayla birlikte "yerin 3 kat altında ki oda" boyut değiştirdiler. İlk başta bunu anlamazken daha sonra dışarı çıktıklarında artık dünyada olmadıklarını fark ederler. Ama hata bir dediğimiz olay gerçekleşir. O da şu eğer komple o odayla birlikte boyut değiştirdiyseniz o odanın lambasını, bilgisayarlarını kısaca enerjisini sağlayan elektriği nereden sağlıyorsunuz?
Hadi dedik gel zaman git zaman unutuldu. Peki o geçişlere ne demeli. Tıpkı film 90'ların bilim kurgu dizileri gibi. Belki hatırlayanlar vardır "Kayıp Dünya" adlı bir dizi vardı. Dinozorların dünyası da sıkışıp kalan bir grup insanın yer aldığı bir diziydi. Tıpkı orada ki gibi geçişler.

Geçiş demişken peki efektlere ne demeli? Daha başarılı bir yapı beklerken açıkçası 80'lerde ki bilimkurgu efektleri gibi komik bir o kadarda zayıf.
Elbette bu blogta ki her yazım eleştirme kıvamı için değil sadece seyirci olarak yorumum ama biraz da insan dönüp çektiği filme bakar be kardeşim.
Sürükleyicilik konusunda bir diyeceğim yok. Her an her karakter ki hiç unmadıklarınız ölebilir.
Tabi birde bazı yapmacık tavırlar. Ayağı ezilen meraklı hanımefendi neredeyse maraton koşacak kadar sağlıklı, koluna daha doğrusu makyajda da sınıfta kaldıkları koltuk altına saplanan borunun çıkartıldığı beyefendi sanki hiç yarası yokmuşçasına meraklı ve keşif ruhuyla yanan tavırları ve belkide en komik tarafı ışınlanırken yanlarında getirdikleri o kocaman odanın canavarlarca üzerilerine yıkılmalarına rağmen sanki plastik topla "yakar top" oynar gibi enkazın altından kalkmaları çok ama çok yapmacık ve komikti.
Final neredeyse geçiştirilmişti.
Eklenen tüm yorumlar efektler ve final üzerineydi.
Ne denir yıl 2011 filmi efekler 90'lar final felsefik eğer merak ederseniz buyurun izleyin.

İyi Seyirler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder